13 Mart 2013 Çarşamba

[Spoiler] Ordinary Love 4.Bölüm




Yoon Hye babasının katil olduğu gerçeğini öğrendikten sonra Jae Kwang ile geçirdiği bu mutlu güne bir son vermiştir.
Babası ise telefon görüşmesinden sonra büyükannenin karşısına çıkmış ve bu özlenen buluşma polislerin baskınıyla son bulmuştur. Sonunda katil yakalanmıştır.! Artık herkes gerçekleri onun ağzından duymak için sabırla beklemektedir.

Katil, Han Jae Min'e araba ile çarptıktan sonra onu arabasına bindirmiş ve dağa götürmüştür. Öldüğünü düşündüğü için ne yapması gerektiğini bilmemektedir. Kaza olay yerinde alkol kontrolü olduğundan yakalanmamak için bu yola başvurmuştur. Onu orada bırakıp geri dönmeyi planlıyorken ayağına tutan el gitmesine engel olmuştur. Han Jae Min yaşıyordur.



Jae her ne olursa olsun, Yoon Hye'den vazgeçmek istememektedir. Yoon Hye ise şimdiye kadar inkar ettiği gerçekle nasıl yüzleşmesi gerektiğini bilmemektedir. Tek inandığı şey ise Jae ile görüşmemesi gerektiğidir. Artık babasının kızı olmayacaktır.



Yoon Hye babası ile görüşecek cesareti bulabilmiştir. Tüm gerçekleri bizzat onun ağzından duymuştur artık.

Tüm bu olanlardan sonra gitmeye karar veren Yoon Hye son bir kez Jae'yi arar ve içinde büyük bir boşluğa sebep olan bu durumu onunla paylaşır. Jae bu görüşme ardından hemen Yooh Hye'nin yanına gelir.

Yoon Hye: Senden düzgün bir şekilde özür dileyemedim. Özür dilerim.
Jae Kwang: Bende ya da başka birisinden özür dilemene gerek yok. Hepsi geçmişte kaldı ve hepsi geçecek. Bu yüzden, kaçmana gerek yok. (Oğlandaki affedicilik yok mu ahh ahh... :(  )

Çalan telefon ardından ikiside aceleyle hastaneye giderler. Yoon Hye'nin büyükannesi fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştır.


Yoon hye'nin babası, cinayet günü olanları anlatmak için olay yerinde tekrar canlandıracaktır. Jae ilk başta gitmek istemesede annesi ile konuştuktan sonra fikrini değiştirmiş ve Yoon hye'ye hemen döneceğini söyleyerek hastaneden ayrılmıştır.


Jae ve annesi tüm bu canlandırmayı izlerken ayakta durmakta güçlük çekmektedirler. Katil, Han Jae Min'i arabadan indirip omzuna alarak dağa çıkarmış ve onu orada bırakıp geri dönmeye niyetlenmiştir. Fakat bacağını tutan el gitmesine engel olduğunda paniğe kapılmış ve yerden aldığı bir taş ile kafasına vurarak onu öldürmüştür.



Tüm bunlar yaşanırken diğer yandan  Yoon Hye büyükannesinin ölümüne şahit olmuştur.


Kafasını toparladığında Jae'yi arayacak fırsatı bulmuştur. Ona büyükannesinin ölm haberini vermiştir. Jae Kwang telefonu öylece kapatmış ve bir daha geri dönmemiştir.

Her ikiside hayatlarına devam edebilmiştir fakat eskisi gibi değillerdir artık.  Jae daha fazla böyle devam edemeyeceğini düşündüğünde ise büyük adımı atmış ve Yoon Hye'nin kapısında belirmiştir.

Ona üzgün olduğunu söylesede, Yoon Hye özür kabul edebilecek hakkı kendinde görmemektedir.

Jae Kwang: ''Babanın suçunun en güzel yanı ne biliyor musun?
Onu affedebilecek tek insan abim, fakat o bu dünyada değil. İşte bu yüzden babanın suçu mükemmel.
Ama... Seni kim affedecek? bilmiyorsun değil mi? Tabi ki bilmiyorsun. Çünkü affedilmeni gerektirecek birşey yok.
Senin hiç bir suçun yok.Yanlış birşey yapmadın. Bu yüzden senin şuan bana kızgın olman gerek.
Sana hemen döneceğimi söyledim fakat korkakça ortadan kayboldum. Seni özlediğimi söyledim ve aniden kapında belirdim. Yanlış yapan benim. Bu yüzden affedilmesi gereken de benim.

Sen herhangi birinin kızından önce sadece kendinsin. Sen özlediğim o kadınsın.''





Artık her ikiside tek kelime etmeden öylece oturmaktadır. 


Sonunda Jae uyuyakalmıştır ve Yoon Hye'nin onu izleyebilmek için zamanı olmuştur. Bir süre onu izledikten sonra uyanık olduğunu bildiği Jae'ye dışarı çıkma teklifini sunmuştur. 




Jae Kwang: Artık biliyorum, neden sürekli arkadan fotoğraf çektiğimi.
Sürekli yanlarından geçtim, ilgilenmiyor önemsemiyor gibi. Aslında her zaman ardıma baktım. Çünkü tutmak istedim, benden uzaklaşıp giden insanlara uzanmak istedim.
O yüzden geldim. Benimle sevgili olmak ister misin?

Yoon Hye: Hayır...

Jae Kwang: O zaman, biraz zaman geçtikten sonra, herşeyin geçmişte kaldığını hissettiğimizde, o zaman benimle sevgili olur musun?

Yoon Hye: Hayır...

Jae Kwang: Her şeyi unuttuğumuzda bile mümkün değil mi?

Yoon Hye: Evet... Benim tipim değilsin. Sorumsuz ve umursamazsın. 

Jae Kwang: Böylesine karmaşık bir kadın da benim tipim değil.

Yoon Hye: bir sürü kız arkadaşı olmuş gibi görünen erkeklerden hoşlanmam.

Jae Kwang: Kıskanç olan bir kadın bana hitap etmiyor.

Yoon Hye: Devamlı bir işin yok ve bu beni çok rahatsız ediyor.

Jae Kwang: Vücut hatların belli bile değil. Şimdi beni red mi ediyorsun? (kıyamam la :') )

Yoon Hye: Evet... Neden?

Jae Kwang: Gerçekten sevgili olduğumuzu hissetmiştim.

Yoon Hye: Biz zaten sevgiliydik. Ve şu an seni terk ediyorum.









Sonunu izleyip görmeye ne dersiniz? Herkesin farklı anlamlar çıkaracağını düşünüyorum ve benim için güzel bir sondu. ^^

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder