29 Ocak 2013 Salı

Miray'a İthafen Günün Anlam ve Önemi :)

Son zamanlarda duygularımı çok fazla göstermeye başladım ve bu bana samimiyetsizlik gibi geliyor. :( Gerçekten çok fazla değişmeye başladım. Her şeyi içine atıp gizleyen bir insanken artık içimdekileri dışa vurmadan yapamaz oldum. O yüzden tüm yazacaklarımda çok içten olduğumun bilinmesini isterim. 


Bu gün gerçekten unutulmayacak günlerden biri. ^^

Dost olmak için emin adımlar attığım değerli insan, üç günlüğüne geldiği Ankara ziyaretinde bir gününü tamamen bana ayırarak sevgisini göstermiş olmadı mı? Böyle mükemmel vakit geçirmeme sebep olduğu için ona minnettarım. Mutlu olmasından zevk aldığım insanlara birinin daha eklendiğini görmek çok ama çok güzel bir his. :)

Önceki günden saat 14:00 da Antares'te buluşmak için anlaştık. Sabah her gün uyandığım vakitten çok daha erken bir saatte kalktım ve hazırlıklarıma başladım. Sanırım sevgilimle buluşacak olsam aynı hazırlıkları yapar ve aynı heyecanı hissederdim. ^^ Vaktin hızlı geçmesini çok istedim ve sonunda onunla buluşmak için yola koyuldum. Karşılaşıp birbirimize sarıldığımızda aklımdan geçen düşünce ise 'bu kız gerçekten çok zayıf' oldu. :) 

Önceki günden birçok plan yapmama rağmen Çin Lokantasına gitme fikri sonradan gelmişti aklıma ve Miray'ın da kabul etmesi üzerine bindik otobüsümüze doğru Altınpark - Wangcho lokantasına...
Buraya daha önceden de geldiğim için menü yemek tercihi yapmak yerine tek tek seçim yapma kararı aldım ve Miray'ım da bana güvendi, sanırsam pişman da olmadı. :D 

İlk olarak acı soslu tavuk siparişi verdik ve bir güzel yemeye başladık. Görünüşünden ziyade tadıda bir o kadar güzel bu yemeğin. 



Mantının Çin mutfağından gelme olduğunu biliyor muydunuz? Bende yeni öğrendim ve nette yaptığım bazı araştırmalar sonrası Çin mantısını denemeye karar verdim. Kesinlikle yenildiğine pişman olunmayacak kadar lezzetli birşeydi bu. :) Sağumadan yendiğinde çok daha lezzetli bir tadı var. Zaten mantı en sevdiğim yiyecekler arasındayken beğenmemem çok anlamsız olurdu sanırım. İçinde her Çin yemeğinde olduğu gibi sebze (havuç+kabak) yer almasına rağmen farklı bir tat çıkmış ortaya. Mutlaka denenmeli. :)







Ardından Miray'ımın tercihi olan kızartılmış pirinçli tavuk servisimiz geldi. (ismi böyle birşeydi sanırım :P ) Tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz için biraz çekinerek verdik siparişi fakat bu kararımızdan da pişman olmadığımız bir gerçek. Pirinçlerin mısır patlağı gibi olabileceğini hiç düşünmemiştim. Üzerine sebzeli tavuk sosu ilave edildi ve karıştırdıktan sonra afiyetle yemeye koyulduk. O kadar çok yedim ki sanırım doymamış olsam geriye kalan tüm yemekleri bitirebilirdim. Tabi Miray içinde geçerli bir durum o. Aç kalmadığı için mutluyum. ^^










Son olarakta hazımsızlık giderici ve çok hoş bir koku ve tada sahip olan yasemin çayı ile noktaladık yemeğimizi. Tatlı muhabbete öyle bir dalmışız ki saatin 17:00 olduğunu o an fark ettik tabi. 

Tekrar Antares'e dönüp sinemaya gitme kararı versekte uygun seansta film bulamadığımız için yine başarılı olamadık. Yine diyorum çünkü, bir önceki Bursa buluşmamızda da sinemaya gitmek istemiş fakat gidememiştik. :P Bir sonrakine olacak inşallah. :) Açıkçası yanında vakit o kadar çabuk geçiyor ki, zaten kısa olan bu zamanımızı pekte sinemaya harcamak istemiyorum. :)

Sanki az yemişte doymamış gibi kumpir yeme kararı aldık. :D Kumpirlerimizi yerken çenelerimiz de durmadı tabi, uzun bir zaman daha muhabbet etme fırsatımız oldu. ^^ Çok ciddiyim, bu kızla ne kadar konuşursam konuşayım hiç bıkmayacak gibiyim. Hatta hiç bir şey konuşmamış, daha konuşulacak çok şeyimiz var gibi hissediyorum her defasında. Kız mıyız biz ne? :D

Eh Kumpir üzerine çay içip tatlı yemek lazım değil mi? :D Boş durmak bize yakışmaz, biraz mekan değiştirip muhabbetimize öyle devam edelim dedik ve geçtik Simit Sarayı'na. :)





Yediklerimizi sindirmek için yürüme kararı almamız mantıklıydı kanımca. :D Kuyumcu yanından geçerken 'Altınlar insanın gözlerini kamaştırıyor. Sarı şeyleri sevmem ama takılarımın neredeyse çoğu sarı.' dedim ve Miray'ın kafasında bir ampül parladı o an. :) Ortada yer alan banka doğru yöneldi ve oturdu. Bana aldığı hediyeyi çıkardı. :') Ne kadar mutlu olduğumu belli edemesem de çok sevindiğimi biliyorsun değil mi güzel insan? 



Yıldız tutkunu olan Miray'ımdan yıldızlı bir bileklik. :O Üstelik aynısından kendine de almış ve bu ayrı bir mutluluk sebebi elbette. :3 Kızlar genelde kendilerinde olan şeylerin bir başkasında olmasını istemezler, sevdikleri insanlar hariç. Bunu böyle algıladığımın farkında mısın Miray Shi? :D 

Üzgün olarak söylüyorum ki, neden zamanın bu kadar çabuk geçtiğine gerçekten anlam veremiyorum. :'( Zaman bana inat hızla ilerliyor gibi. Ayrılık vakti yaklaştıkça hüzün çöktü elbet. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere güzel insan. ^^




3 yorum:

  1. Öncelikle yazı için teşekkürler. Ben de yazacağıdım da üşendim. :O İyi ki yazmamışım sönük kalacağıdı çünkü. :'(

    Yemekler kesinlikle güzeldi. Çin lokantasına gidince çiğ hayvanlardan başka bi' şey bulamam sanıyordum. :D Hatta eve geldiğimde ablama "Çin Lokantası'na gittik." deyince bana "Ahtapot mu yediniz?" diye sordu. Ailecek çok ilgiliyiz Uzakdoğu'ya çook. :P Neyse. Beklediğimden çok daha güzeldi yemekler. Hepsi. O yemeğin tam adını ben de hatırlayamadım bi' türlü ama kızartılmış pirinç kısmı doğru bence. Ya da kızartılmış pilav mıydı? o.O
    Adını hatırlamasak da tadını hatırlıyorum, gittiğime çok memnun kaldım sonuç olarak. :)
    Ben kumpirimi bitirdimmm kihkihkih

    Bu belli edememe olayını çok iyi anlıyorum emin ol. :')
    Sen de benim öyle olduğumu unutma lütfen. :) Senin en sevdiğim renklerden oluşan defter hediyene ne demeli. :O Eve gelince fark ettim. :O Bu güzel gün için teşekkürler dostum. Yazdığın her kelime benim için çok değerli. :') En kısa zamanda tekrar buluşabilmek dileğiyle. ^^

    Not: Yazı rengine bayıldımm. *~*
    Ha bi' de sen benden de zayıfsın ama. :O

    YanıtlaSil
  2. Üşengeç insan ben senin yerinede yazmış oldum. Gerçi senin ki üşengeçlikten değil meşguliyetten farkındayım. :D

    Ablanın aklından neler geçiyor öyle, farklı bir boyuta geçmiş kendisi sanırım. Gerçi acımasız bir gerçek, haklı olduğunuzun farkındayım. :) Bursa içinde bir araştırmaya girişeceğim, orada da gidelim mutlaka ;)

    Bu arada yazı renginide sana özel seçtim, aslında mor yapacaktım ki bunu yazarken fark ettim sen o rengi seviyordun asıl. :O
    Zayıflık meselesine gelirsem, kemiklerinin ağır olduğu kısmına bende katılıyorum, görünüş ortada çünkü. :D

    YanıtlaSil
  3. Evet onun da payı var. :( Gene de eline sağlık. ^^
    Ahsahahshaha anneme deyince de hemen suşi mi yediniz dedi. İşte bizim aile böyle. <3 Tamam inş. :)
    Benim de aklıma o iki renk geliyo' bizi düşününce. ;D
    Tamam sustum artık. :|

    YanıtlaSil